Barış bildirisine imza atan akademisyenler için yapılan dayanışma eyleminde, soruşturmaların geri çekilmesi talepleri dile getirildi. Akademisyenler barış ve çatışmanın sona ermesi taleplerinde ısrarcı olduklarını söyledi.
Beyza Kural İstanbul - BİA Haber Merkezi
* Fotoğraf: Volkan Ağar / bia
İstanbul Üniversitesi’nde “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzalayan 53 akademisyen ve altı doktora öğrencisi savunmalarını vermeye başladı.
Soruşturmalar arasında Beyazıt Kampüsü kapısı önünde dayanışma eylemi gerçekleştirildi.
Fincancı: “Kim başı çekti?’ sorusu kabul edilemez” Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, soruşturma kapsamında ifade veren öğretim üyelerinden. Fincancı, bir buçuk saat süren savunmasının ardından bianet’e şunları aktardı: “Yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu, kanunsuz emre itaat etmenin Anayasa’nın 137. Maddesine göre suç olduğunu söyledim. “Cumhurbaşkanı ve devlet yetkilileri talimat verdi ve soruşturma başlatıldı. Bu, YÖK ve üniversiteler açısından utançtır. “Ülkede böyle bir algı üzerinden barış, özgürlük ve yaşam hakkının yok sayıldığı noktaya gidilmektedir. “Soruşturma kurulu, ‘kim başı çekti?’ gibi sorularla birinin üzerine ihale etmeye çalışıyor. Bu kabul edilemez, metin kolektif bir emek ürünüdür.” |
Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şubesi, Türk Tabipleri Birliği (TTB) İstanbul Tabip Odası ve Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 6 No’lu Üniversiteler Şubesi’nin, bugün soruşturmalarda savunmalarını veren akademisyenler için yaptığı dayanışma eylemine farklı üniversitelerden öğretim üyeleri de katıldı.
“Baskılar, soruşturmalar bizleri yıldıramaz”, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Akademi susmaz, susturulamaz” sloganları ile kampüsten kapı önüne çıktılar.
Üç kurum imzalı “Baskılar, soruşturmacılar bizleri yıldıramayacak! Barış diyen bu ülkenin onurlu aydınlarını yanındayız” pankartının hemen yanında İstanbul Üniversitesi Öğrencileri “Barış isteyen akademisyenlerin yanındayız” pankartıyla desteklerini duyuruyordu.
Temsilciler konuşmalarında ifade özgürlüğüne ve bunu akademik özgürlüğün temeli olduğuna vurgu yaparken imzacı akademisyenler adına yapılan ortak açıklamada bildiride dile getirilen barış talebi yinelendi.
Erez: Rektörler sınıfta kaldı, bütünleme yok
SES Aksaray Şube Başkanı Aydın Erol, “Bu ülkede bir şeyler kötü gidiyor, bu kötü gidişi ülkeyi yönetenlere duyurmaya çalıştılar” diyerek soruşturmaların geri çekilmesini talep etti.
İTO Başkanı Selçuk Erez, “Ülkenin vatandaşı istediği konuda fikrini açıkça söyleyebilmelidir, Anayasa böyle diyor. Mevcut idare, Anayasa'nın, aklın ve mantığın ilkelerini ayaklar altına alarak hiçbir sözlükte olmayan tanımlamalar uyduruyor” diye konuştu.
“Çok sayıda öğretim üyesi Türkiye’nin çok ciddi bir meselesi hakkında dikkat çektiler. Hemen bir tarif üretildi; bu eylem terörizme destek eylemi sınıfına konuldu. Dünyanın hiçbir sözlüğünde bu eyleme bu karşılığı bulamazsınız.
“Üniversite rektörleri bu girdaba kapıldılar ve aynı kavuşturmaya alet olmaya başladılar. Bu rektörler üniversiteli olmanın, üniversite etiğinin, üniversite olgunluğunun sınavında sınıfta kaldı. Bu sınavın da bütünlemesi yoktu. Hayatları boyunca bu damga üzerlerinde kalır.”
Tükel: Çatışmaların sona ermesi talebimizde ısrarcıyız
İmzacı akademisyenler adına konuşan İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Raşit Tükel, bildiride dile getirdikleri çatışmaların sona ermesi talebinin ve barışı savunmadaki ısrarlarının devam ettiğini söyledi. Hukuksuz olduğunu belirttiği soruşturmalara karşı çıktıklarını açıkladı.
“Bizler yaşam için, ölüme, öldürmeye karşı olduğumuz için, yaşanan hak ihlallerinin, hukukla güvence altına alınmış her türlü hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesine karşı bir bildiriye imza attık.
“Barışı savunduk, savunmaya devam ediyoruz. Çatışmaların sona ermesini talep ettik, bu talebimizde ısrarcıyız. Buna karşılık baskılarla, gözaltılarla, soruşturmalarla, iş akitlerinin feshedilmesi gibi her türlü baskı ile karşılaştık.
“Üniversiteyi üniversite yapan akademik özgürlük ortamıdır. Bir akademisyenin özgürlük ortamında her türlü eleştirel düşüncesini ifade etme hakkı vardır.
“Bunun karşısındaki her türlü baskı ve tehdit, bu özgürlüğün ortadan kaldırılmasıdır. İfade özgürlüğü her türlü özgürlüğün temelinde yatar. Bu olmadan üniversite, akademik özgürlükler olmaz.
“Üniversiteler mutlaka özerk kurumlar olmalıdır. Bir takım talimatlarla soruşturmalar yapan kurumlar olmamalıdır."
Kıvılcım: Soruşturmalar geri çekilmeli
SES Aksaray Şubesi, İstanbul Tabip Odası ve Eğitim Sen 6 No’lu Üniversiteler Şubesi’nin ortak açıklamasını hakkında soruşturma açılan imzacılardan Doç. Dr. Zeynep Kıvılcım okudu.
Soruşturmaların hukuka aykırı olduğunu belirtti, barışı, halkların kardeşliğini, yaşam hakkını ve ifade özgürlüğümüzü savunmaya devam edeceklerini söyledi.
“Bilim insanlarına açılan bu soruşturmalar hukuka aykırıdır. Tüm yurttaşların siyasi kanaatlerini açıklama hakları vardır, öte yandan fikirlerini beyan etmek bilim insanlarının sorumluluğudur. Barış istemeyi kriminalize eden, akademisyenleri hedef tahtasına oturtan, üniversitelerin özerkliğini, akademik özgürlükleri ayaklar altına alan bu soruşturmalar derhal geri çekilmelidir.
“İfade özgürlüğü akademik özgürlüklerin temelidir. İfade özgürlüğünün böylesi siyasi niyetlerle kısıtlandığı bir ülkede bilimsel faaliyetten bahsedilemez. Soruşturmalar sadece bu yola başvuran üniversitelerin itibarını zedelemektedir. Biz barış için sesini yükselten akademisyenlerle her zaman dayanışma içinde olacağız. Türkiye üniversitelerinin ideolojik sürek avlarına sahne olmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz." (BK)