Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi'nin bildirisine imza attığı için gözaltına alındıktan sonra çıkarıldıkları mahkemece serbest bırakılan Kocaeli Üniversitesi'nde görevli akademisyenler, üniversitede haklarında başlatılan idari soruşma sebebiyle bugün ifade verdi.
Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi'nin bildirisine imza attığı için gözaltına alındıktan sonra çıkarıldıkları mahkemece serbest bırakılan Kocaeli Üniversitesi'nde görevli akademisyenler, üniversitede haklarında başlatılan idari soruşma sebebiyle bugün ifade verdi. Eğitim-Sen Kocaeli Şube Başkanı Suca Omurca, idari soruşturmaya tepki göstererek, "Bugün itibariyle, kaçak sarayın apoletli rektörleri, üniversite yöneticileri, ülkemizde bilim adamlarının özgür bir şekilde yapacağı çalışmalara destek vermeleri gerekirken, tam aksine aldıkları emir gereği yine akademisyenlerimizi korkutmak, sindirmek amaçlı soruşturmalar yapıyorlar." dedi.
22 AKADEMİSYEN GÖZALTINA ALINMIŞTI
'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi'nin bildirisine imza attığı için, 15 Ocak'ta gözaltına alındıktan sonra adliyeye sevk edilen Kocaeli Üniversitesi'nde görevli 22 akademisyen, serbest bırakılmıştı. O isimler arasında bulunan Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, "Bizler devletimizden barış içerisinde yaşama hakkını, bu toplumsal hakkı talep ettik. Talep etmeye de devam edeceğiz. Ta ki bu sağlanana kadar. Biz imzalarımızın, sözümüzün arkasındayız." demişti. Hamzaoğlu, gözaltına alınan isimlerin hırsızlık, yolsuzluk yapmadığını belirterek, şunları kaydetmişti: "Bizler Kocaeli Üniversitesi'nde büyük bir bölümü eğitim, bir kısmı sağlık alanında görev yapıyoruz. Binlerce öğrenci yetiştirdik. Bu ülkeye pek çok meslek grubundan insan kazandırmış öğretim elemanlarıyız. Hastalarımızın tedavisiyle, sağlığının korunmasıyla ilgili olduk bu zamana kadar. Doğal olarak da bu yurtta, bu ülkede insanlar nasıl yaşıyor, hepimizin bu özelliği üzerinden sorumluluğudur. Hiçbirimizin 'kaçak hasta bakıyor' diye bugüne kadar bir soruşturması çıkmamıştır. Bu grup içerisinde hiçbirimizin herhangi bir hırsızlığa, yolsuzluğa adı karışmamıştır. Hakkında bu anlamda bir söz duyamazsınız. Bizler bu özelliklerimizle varız. O bakımdan korkuyla bizleri susturmak mümkün değildir. Bizler devletimizden barış içerisinde yaşama hakkını, bu toplumsal hakkı talep ettik. Talep etmeye de devam edeceğiz. Ta ki bu sağlanana kadar. Biz imzalarımızın, sözümüzün arkasındayız."
REKTÖRLÜK İDARİ SORUŞTURMA BAŞLATMIŞTI
Kocali Üniversitesi de akademisyenler hakkında idari soruşturma başlatmıştı. Senatosu konuya ilişkin şunları kaydetmişti: "11.01.2016 tarihinde, çeşitli üniversitelere mensup bir grup akademisyen tarafından yayınlanan bildiri tüm yurtta olduğu gibi üniversitemizde de büyük infial yaratmıştır. Devletimizin birliği ve bekası için güvenlik güçleri tarafından vatan toprağında teröre karşı verilen kahramanca mücadeleyi, bu uğurda dökülen şehit kanlarını hiçe sayarak 'katliam ve kıyım' olarak nitelendirmek demokratik hak ve özgürlük kavramı ile asla bağdaşmamaktadır. Terörün her türlüsünün karşısında yılmadan duranKocaeli Üniversitesi, bazı akademisyenlerin bu yaklaşımını teröre destek olarak görmekte ve yayımlanan bildiriyi şiddetle kınamaktadır. Bu bağlamda kurumumuzdaki ilgili kişiler hakkında Rektörlüğümüzce idari soruşturma süreci başlatılmıştır."
ÖĞRETİM GÖREVLİLERİ BUGÜN İFADE VERDİ
Kocaeli Üniversitesi'nde görevli söz konusu öğretim görevlileri, idari soruşturma kapsamında bugün ifade verdi. Eğitim-Sen, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasıve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu üyeleri ile idari soruşturma geçiren bazı akademisyenler, farklı kentlerden gelen akademisyenler, Kocaeli Üniversitesi Rektörlük binası önünde açıklama yaptı.
"KORKUTMAK, SİNDİRMEK İÇİN SORUŞTURMA BAŞLATILIYOR"
Eğitim-Sen Kocaeli Şube Başkanı Suca Omurca, idari soruşturmaya tepki gösterdi.Omurca, şunları kaydetti: "Ülkemizde akademisyenler, bilim adamları, pozitif düşünen kim varsa üniversitelerimizde bir imza kampanyası düzenledi. İmza kampanyasında, ülkemizde akan kana ve gözyaşına son verilmesi gerektiğini bu ülkenin yöneticilerine bildiri şeklinde duyurmak istediler. Ancak ne var ki ülkemizi yönetenler başta kaçak sarayda oturanlar olmak üzere bütün yetkililer ülkemizde barış isteyen, demokrasi isteyen, insan hakları isteyen, hukukun geçerli olmasını isteyen akademisyenlerimizi hedef gösterdiler. 15 Ocak sabahı akademisyenlerimiz, barış çığlığını yükselten akademisyenlerimiz evlerinden apar topar insanlık dışı bir şekilde polis tarafından gözaltına alındılar, mahkemelerde sorgulandılar. Bugün itibariyle de yine kaçak sarayın apoletli rektörleri, üniversite yöneticileri, ülkemizde bilim adamlarının özgür bir şekilde yapacağı çalışmalara destek vermeleri gerekirken, tam aksine aldıkları emir gereği yine akademisyenlerimizi korkutmak, sindirmek amaçlı soruşturmalar yapıyorlar. Bizler Eğitim-Sen, SES, KESK'e bağlı sendikalar olarak akademisyenlerimizin, bilim adamlarının, özgürlüğün, bilimin her zaman yanında olduk. Yanında olmaya devam edeceğiz. Bugün itibariyle de bu soruşturmaları kınamak, kamuoyuna sesimizi duyurmak bu hukuksuzluğun bir an önce son vermesi amacıyla burada toplanmış bulunmaktayız."
Eğitim-Sen Basın Yayın Sekreteri Hanım Koçyiğit ise yaşananları utanç verici olarak yorumladı. Koçyiğit, şunları ifade etti: "Bu ülkenin akademisyenleri sadece barış talebinde bulundukları için, sadece çocuklar ölmesin, hiç kimse ölmesin dedikleri için hedef gösterildiler. Günlerce sosyal medyada linç kampanyasına maruz kaldılar. Bu bir utançtır. Bilim insanlarının, bu ülkenin bilim adamlarının, akademisyenlerinin bu şekilde hedef gösterilmeleri ve cezalandırılmaları bizim için utançtır."
Açıklamanın ardından katılımcılar sessizce dağıldı.