4 Üniversiteden 12 Barış Akademisyeni Hakim Karşısındaydı

Yazar / Referans: 
Beyza Kural, Bianet
Tarih: 
18.01.2018

Marmara Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi'nden 12 akademisyenin ilk duruşması Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi imzacılarına yönelik davalar bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti.

Marmara Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi'nden 12 akademisyenin ilk duruşması görüldü.

12 akademisyenden dokuzu duruşma salonunda hazır bulundu. Üç akademisyen savunma yaptı.

Duruşmaların büyük çoğunluğunda avukatlar bir süre tutuklu yargılanan imzacı dört akademisyenin 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve Türk Ceza Kanunu (TCK) 301. maddeden yargılama isteği ile Adalet Bakanlığı'na gönderilen dosyanın getirilmesini istedi. Heyet bu talebi kabul etti. Derhal beraat ve birleştirme taleplerini reddetti.

Bugün duruşması görülen akademisyenler: Dr. Ali Serdar (Özyeğin Üniversitesi), Prof. Dr. Ayşe Serdar (İTÜ), Araştırma Görevlisi Dr. Şükran Çavdar (İTÜ), Doç. Dr. Leyla Şimşek Rathke (Marmara Üniversitesi'nde) Prof. Dr. Günay Göksu Özdoğan (Marmara Üniversitesi), Okutman Cansever Güner (Marmara Üniversitesi), Araştırma Görevlisi Can Yalçın Armutçuoğlu (Marmara Üniversitesi), Didem Gürses (Yıldız Teknik Üniversitesi), Araştırma Görevlisi Burcu Yılmaz Gündüz (Marmara Üniversitesi), Okutman Nergis Perçinel (İTÜ), Doktora öğrencisi Semih Savaşal (Yıldız Teknik Üniversitesi), Dr. Ayşe Zeynep Akalın Özdemir (İTÜ).

Savcı İsmet Bozkurt'un hazırladığı iddianamede imzacı akademisyenler 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7/2 maddesinde yer alan "Terör örgütü propagandası" ile suçlanıyor. Davalar 5 Aralık'ta başladı. Bugünkü yargılamalarla 89 kişinin ilk duruşmaları görülmüş oldu.

1. Duruşma

İTÜ'den Ayşe Zeynep Akalın duruşma salonunda hazır bulundu.

Avukatı, iddianamenin deliller kısmında 25 Aralık 2015 tarihli Bese Hozat beyanları ve 10 Mart 2016’da barış imzacıları İstanbul grubunun açıklamasının yer aldığını belirtti. Bu delillerin dosyada olmaması gerektiğini söyledi. Bu bildirilerde müvekkilinin dahli, imzası olup olmadığının araştırılmasını istedi. Dosyada yer alan bildirinin İngilizce tercümesinin hatalı olduğunu, müvekkili ile ilgisi olmadığını belirtti.

Davanın aynı konuda açılan diğer davalarla birleştirilmesini talep etti. 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde aynı bildiri gerekçesiyle görülen davanın TCK 301., buradaki yargılamanın TMK 7/2’den görüldüğünü belirterek, hangi suçtan yargılanacağı hususunun çelişkili olduğunu söyledi, bu durumun açığa kovuşturulmasını istedi. İddianamede “şüpheliler” ifadesi yer almasına karşın tek sanık olduğunu belirterek bu durumun düzeltilmesini istedi.

Savcı, sanık sayısının çokluğu, davaların bulunduğu aşama, davanın birleştirmesinde hukuki yarar olmadığı gerekçesiyle birleştirme talebinin ve diğer taleplerin reddini istedi.

Mahkeme heyeti, tüm talepleri oy birliği ile reddetti:

“Avukatın iddianamenin deliller kısmında belirttiği PKK bildirilerinin iddianamede sanık tarafından yapıldığı yönünde bir iddia bulunmaması karşısında bu hususun araştırılmasının sonuca etkisi olmadığı anlaşılmakta. Aynı nedenle diğer ACM’lerde açılan dava sayısının çokluğu, sanıkların bir kısmının savunmalarının alınmasında gecikmelerin oluşması, davaların sürate sonuçlandırılması göz önüne alınarak birleştirme talebinin reddine.

“Davanın terör propagandası suçundan açıldığı suç vasfının mahkememizce yargılama sonunda değerlendirileceği, diğer mahkemeler tarafından TCK 301. madde kapsamında yapılan işlemlerin mahkememizce bağlayıcı özelliği bulunmadığı hususları gözetilerek taleplerin reddine. İddianamede olayın anlatım kısmında akademisyenlerden çoğul olarak bahsedildiği, sonuç kısmında şüpheli ifadesinin yer aldığı iddianamede tek sanık için dava açıldığının açık olduğu anlaşılmakta.”

Akalın: Kamusal görevimin parçası

Ayşe Zeynep Akalın’ın kimlik tespiti yapıldı. Hakim iddianameyi özetledi. Akalın yazılı savunmasında suçlamayı kabul etmediğini söyledi beraat talep etti.

“Bir sosyolog olarak toplumsal çatışma dönemlerinde toplumları bir arada tutan temel prensiplerin kamuoyuna hatırlatılmasını kamusal görevimin bir parçası olarak görüyorum.

“Toplumun huzur ve barış içinde yaşaması ve kamu düzeninin sivil vatandaşlara zarar vermeyecek şekilde tesis edilmesinin bu tür temel prensipler arasında odluğunu düşünüyorum.

“Bildiriyi de bu duyarlılık doğrultusunda imzaladım. Bildiri, şiddet çağrısı ya da çağrışımı yapan hiçbir sözcük içermiyordu. Bildiriyi kimsenin etkisinde olmaksızın, barış konusundaki duyarlılığımı kamuoyu ile paylaşmanın ahlaki bir görev ve mesleki bir sorumluluk olduğunu düşünerek imzaladım.

“Düşünce özgürlüğünün ve ifade özgürlüğünün kavramsal olarak birbirini bütünleyen durumlar olduğu dahası anayasal olarak vatandaşlara verilmiş birer hak olduğuna dair bilgim, bana kamuoyuna açıklanmak üzere yazılmış bu tür metne imzalamanın herhangi bir sakınca teşkil etmediğini düşündürdü. Ülkemdeki tüm insanların barış, huzur, refah içinde yaşaması en büyük dileğimdir. Düşüncelerimin kişisel ve mesleki duyarlılıklarım dışında herhangi bir şiddet kurumu, terör yapısı ya da bunların propagandası ile ilişkilendirilmesini kesin olarak reddediyorum.  Suçlamayı kabul etmiyor beraatimi talep ediyorum.”

Hakim “ikinci bildiriden haberi olup olmadığını, imzasının bulunup bulunmadığını” sordu, Akalın ikinci bir bildiri ve imzalanan metin olmadığını, bahsedilenin basın açıklaması olduğunu, bu basın açıklamasına katılmadığını söyledi. Akalın, hakimin sorusu üzerine hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına rızası olduğunu belirtti.

Avukat, ayrıntılı savunma yapmak için ek süre ve Akalın’ın duruşmalardan vareste tutulmasını talep etti. Savcı, taleplerin kabulünü istedi. Mahkeme heyeti, ek süre ve duruşmalardan varest tutuma taleplerini kabul etti. Bir sonraki duruşma 28 Haziran’da.

2. duruşma

İTÜ imzacılarından Nergis Perçinel duruşma salonunda hazır bulundu. Yazılı savunmasını okudu.

Avukatı Bahri Belen, usule dair taleplerde bulundu. İddianamede bildirinin 1128 kişi tarafından imzalandığından söz edilmesi, basın açıklaması yapan dört akademisyenin durumu ile ilgili savcılık soruşturmasının numarası verilmesine rağmen savcılığın davaları ayırma kararı olduğunu söyledi.

Fiili ve hukuki irtibatın bu dosyalarda açık olduğunu belirtti. 13. ACM’de dosyanın istenmesini, birleştirme kararının bu dosta geldikten düşünülmesini, TCK 301. madde için izin için ihtiyaç olup olmadığının değerlendirilmesini talep etti.

Mahkeme 13. ACM’de görülen dosyanın istenmesine, birleştirme kararının dosya geldikten sonra değerlendirilmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 28 Haziran’da.

3. duruşma

Marmara Üniversitesi’nden ihraç edilen araştırma görevlisi Burcu Yılmaz Gündüz duruşma salonunda hazır bulundu. Suç vasfı olmadığını belirterek derhal beraatini talep etti.

Bahri Belen, bir önceki duruşmadaki taleplerini yinelediğini belirtti. Mahkeme başkanı da aynı kararları verdiğini söyledi. Bir sonraki duruşma 28 Haziran’da.

4. duruşma

YTÜ’den emekli Didem Gürses duruşma salonunda hazır bulundu. Avukatı usule ilişkin söz aldı. Aynı bildiri nedeniyle dört akademisyenin yargılandığı 13. ACM’deki dosyanın istenmesini, ardından durma kararı verilerek 301. madde açısından Adalet Bakanlığı’ndan izin istenmesini talep etti. Savunma için ek süre istedi. Mahkeme 13. ACM’deki dosyanın istenmesine, diğer taleplerin daha sonra görüşülmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 28 Haziran’da. 

5. duruşma

YTÜ’den Semih Savaşal’ın avukatı Meriç Eyüboğlu, müvekkilinin yurtdışında akademik çalışmasını sürdürdüğünü belirtti.

Eyüboğlu, derhal beraat talebinde bulundu. Bildirinin söyledikleri değil söylemedikleri nedeniyle yargılama konusu yapıldığını söyledi. Metindeki eleştiri ve taleplerin muhatabının devlet olduğu, devletin yükümlülükleri olduğunu anlattı. İfade özgürlüğüne dair AİHM ve yerel mahkemelerden kararları paylaştı.

Eyüboğlu 13 ACM’deki 2016/65 sayılı dosyanın Adalet Bakanlığı’ndan geldiği 22 Eylül 2017’den beri savcılıkta beklediğini belirtti. 13 ACM’nin tezkere yazıp istediği halde dosyanın ortada olmadığını söyledi. Dosyaların ilk açılan dava dosyası olan 13. ACM’deki dosya ile birleştirilmesini talep etti.

Savcı "sanığın üzerine atılı suçun niteliği nedeniyle sanığın sorgusu yapıldıktan sonra hüküm verilebileceği" gerekçesiyle derhal beraat talebinin reddini, 13. ACM’deki dosyanın celbini istedi. Mahkeme heyeti, "yargılama sonucunda, deliller ve savunma değerlendirdikten sonra esas hakkında değerlendirme yapılacağı" gerekçesiyle derhal beraat talebinin reddine, 13. ACM’deki dosyanın istenmesine, birleştirme talebine dosya geldikten sonra karar verilmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 18 Eylül’de.

6. duruşma

Marmara Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyenlerden Can Yalçın Armutçuoğlu duruşma salonunda hazır bulundu. Avukatı Sevgi Epçeli Arslan, iddianamenin müvekkiline tebliğ edilmemesi nedeniyle savunma için süre istediklerini söyledi.

Derhal beraat talebine dair açıklamasında TMK 7/2’de ifade özgürlüğünün korunması noktasında yapılan değişikliğe dikkat çekti. Bildiride hiçbir örgüt propagandası yer almadığını, şiddete çağrı bulunmadığını, aksine şiddetin son bulması için yapılan çağrı olduğunu söyledi.

İddianamelerde sadece sanık isminin değiştirildiğini, tek iddianame olduğunu, soruşturmanın tek elden yürütüldüğünü belirterek davalar arasında hukuki, fiili ve şahsi irtibatın bulunduğunun açık olduğunu söyledi.13. ACM’deki dosyanın celp edilip incelenmesini ve birleştirme kararı verilmesini talep etti.

Hakim, Armutçuoğlu’na iddianameyi alıp almadığını sordu, Armutçuoğlu almadığını söyledikten sonra “Avukatım iddianame yazılı bir metin paylaştı ama” demesi üzerine hakim “almışsınız işte” yanıtı verdi. Armutçuoğlu'nun “Hukuk fakültesi eğitimi alınca iddianame tam olarak oturmadı kafamda” sözleri gülüşmelerle karşılandı.

Mahkeme heyeti, savunma için ek süre verilmesine, derhal beraat talebinin reddine, 13. ACM’deki dosya istendikten sonra birleştirme talebinin değerlendirilmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 28 Haziran’da.

7. duruşma

Marmara Üniversitesi’nde okutman olarak çalışmış Doç. Dr. Leyla Şimşek duruşma salonunda hazır bulundu. Savunmasını yapmak için ek süre istedi. Avukatları bir önceki duruşmadaki talepleri yinelediğini belirtti. Mahkeme aynı kararı verdi. Bir sonraki duruşma 28 Haziran'da.

8. duruşma

Marmara Üniversitesi’nden emekli Prof. Dr. Günay Göksu Özdoğan duruşma salonunda hazır bulundu. Yazılı savunmasını okuyan Özdoğan savunmasının sonunda "Doğrusu bu noktada beklentim ve talebim siyasi irade ve icraatı eleştiren bizlerin yargı tarafından korunması ve suçsuzluklarının teslim edilmesidir" diyerek beraat talep ettiğini söyledi.

Avukatı Aynur Tuncel Yazgan 13. ACM’deki dosyanın celbine karar verilmesini, birleştirme konusunda dosya incelendikten sonra karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, dosyanın istenmesi talebini kabul etti. Bir sonraki duruşma 12 Temmuz’da.

9. duruşma

İTÜ’den Şükran Çavdar ve avukatı duruşmaya katıldı. Avukatın mazereti mahkemeye ulaştı, mahkeme avukat mazeretini kabul etti.

10. duruşma

İTÜ’den Yrd. Doç. Ayşe Serdar duruşma salonunda hazır bulundu. Avukatı Ali Soydan usule dair talep dilekçesini iletti. Taleplerinin 13. ACM’deki dosya geldikten sonra karara bağlanmasını talep etti. Savunmayı da bu aşamadan sonra yapmak istediklerini söyledi. Mahkeme heyeti, 13. ACM’deki dosyanın istenmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 12 Temmuz’da. 

11. duruşma

Özyeğin Ünversitesi’nden Dr. Ali Serdar duruşma salonunda hazır bulundu.

Avukatları derhal beraat talebine dair beyanlarda bulundu. Bu talepleri kabul edilemediği takdirde 13. ACM’deki dosyanın getirtilmesi, bunun incelenmesinden sonra dosyanın birleştirilmesini talep etti. Mahkeme derhal beraat talebini reddetti, savunma için ek süre verilmesine ve 13. ACM’deki dosyanın istenmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 12 Temmuz’da.

12. duruşma

Marmara Üniversitesi’nden Cansever Güner ve avukatı duruşma salonunda yer almadı. Yaşadığı ilin değiştiğine dair mahkemeye bilgi iletildi. 

Ne olmuştu?

1128 akademisyen, 10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" adına "Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlıklı bildiriyi yayınladı. Toplam imza sayısı 2212'ye ulaştı.

Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy ve Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı Barış İçin Akademisyenler/İstanbul grubu adına "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisi kapsamında yaşananları 10 MArt 2016'da basın toplantısıyla paylaştı. Camcı dışındaki üç akademisyen 15 Mart 2016’da; tutuklama kararı çıktığında yurtdışında olan Camcı ise Türkiye’ye döndüğünde 31 Mart 2016’da “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandı. Dört akademisyen 22 Nisan 2016'daki ilk duruşmada serbest bırakıldı. İlk duruşmada savcı suçlamayı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. maddesinde belirlenen "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama" şeklinde değiştirmesiyle yargılama izni için Adalet Bakanlığı'na başvuruldu.

Ekim 2017'de en az 148 imzacı akademisyen hakkında da iddianame hazırlandı. Savcı İsmet Bozkurt'un hazırladığı iddianamede imzacı akademisyenler 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7/2 maddesinde yer alan "Terör örgütü propagandası" ile suçlandı. İlk duruşmalar 5 Aralık 2017'de görüldü.

Akademisyen yargılamaları haberlerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz. 

18 Ocak 2018 itibariyle 89 kişinin ilk duruşmaları görüldü.

(BK)

Kaynak: http://bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/193405-4-universiteden-12-baris...