Bir Akademisyene Daha 1 Yıl 3 Ay Ertelemeli Hapis Cezası

Yazar / Referans: 
Tansu Pişkin, Bianet
Tarih: 
20.11.2018

28. ACM'de duruşması görülen akademisyen Ç.A.'ya 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Kararda hükmün açıklanması geri bırakıldı.

Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini  imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlamasıyla yargılanan akademisyenlerin duruşmaları Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde devam etti.

Bugün üç ayrı mahkemede 14 akademisyenin duruşmaları görüldü:

36. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM): Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. P.Y., öğretim görevlileri Aslı Takanay, İ.S., Arş. Gör. Bahar Şahin Fırat, Prof. Dr. Abbas Vali, Yrd. Doç. Dr. S.Y., Yrd. Doç. Dr. Günizi Kartal, Doç. Dr. Ayfer Bartu Candan ve Prof. Dr. M.G.; İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Tahsin Yeşildere'nin ikinci duruşmaları. 

28. ACM: MSGSÜ'den Arş. Gör. D.Ü. ile Sabancı Üniversitesi'nden Öğr. Üyesi Ç.A.'nın ikinci duruşmaları.

26. ACM: Şehir Üniversitesi'nden okutman Akın Tek ile Michigan Üniversitesi'nden doktora öğrencisi Özgecan Korkmaz'ın üçüncü duruşmaları.

Bir akademisyene hapis cezası

28. ACM'de duruşması görülen Ç.A.'nın duruşmasında kararını açıklayan mahkeme heyeti, "PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçunu sabit görerek" akademisyene 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi.

Hükmün açıklanması geri bırakıldı.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği takdirde, kişi beş yıl içinde kasten yeni bir suç işlemezse hüküm ortadan kaldırılıyor.

Ceza Muhakemesi Kanunu madde 231’deki düzenlemede şu ifadeler öne çıkıyor.

“Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.  Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar.”

HAGB istemedi

36. ACM'de duruşması görülen akademisyenler M.G., P.Y., S.Y., Aslı Takanay, Tahsin Yeşildere ve Ayfer Bartu Candan için savcı esas hakkında mütalaasını açıkladı. Akademisyenlerin Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 7/2 maddesi uyarınca cezalandırılmalarını istedi.

Terörle Mücadele Kanunu 7/2

Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.

Aslı Takanay yargılama sonucunda ceza verilmesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istemediğini söyledi.

Ayrıca 28. ACM'de duruşması görülen D.Ü. için de duruşma savcısı esas hakkında mütalaasını açıkladı. Diğer mahkemelerde olduğu gibi akademisyenin TMK 7/2 uyarınca cezalandırılmasını istedi.

36. ACM

Mahkeme başkanı: Hakan Özer - Üyeler: Onur Engin Deniz, Asilay Tuncer - Savcı: Hasan Adalı.

1. duruşma

Duruşma salonunda hazır bulunan P.Y. savunmasını sundu. Derhal beraatini istedi.

Ardından avukat Hüseyin Ersöz iddianame ve atılı suç itibariyle akademisyen dosyalarının aynı nitelikte olduğunu ifade etti. “Mahkemenizin başka dosyalarda verdiği kararı biliyoruz ancak yine de atılı suç oluşmadığı için müvekkilimin derhal beraatini talep ediyorum” dedi.

Talebinin kabul edilmemesi halinde mahkemenin kendi bünyesindeki dosyaları birleştirmesi ve 13. ACM’deki dosyanın celbinin mahkemeye yapıldığını hatırlatarak ilgili dosyadaki gibi TCK 301. madde çerçevesinde Adalet Bakanlığın’ndan izin alınması için yazı yazılmasını istedi. 

13. ACM’deki dosya

Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları gerekçesiyle haklarında TMK 7/2'den açılan davada, savcının talebi üzerine Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinden yargılama yapılması için Adalet Bakanlığı'na yargılama izni için başvuruldu. Bakanlık ilgili izni verdi. Ancak davanın son duruşmasında esas hakkında mütalaasını sunan savcı, akademisyenlerin TMK 7/2'ye göre cezalandırılmasını istedi. Dört akademisyenin yargılaması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.

TCK 301

Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

Savcı dosyaların birleştirilmesi talebi konusunda takdiri mahkemeye bıraktı. Yargılamaya “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla devam edilmesini isteyerek TCK 301 talebinin reddini istedi. 

Mahkeme heyeti, “davaların farklı aşamalarda bulunduğu, bazı sanıkların yurtdışında olduğu, dosyaların aşamalarındaki farklılık göz önüne alındığında yargılamanın yürütülmesindeki güçlük” gerekçesiyle birleştirme talebini reddetti. Heyet ayrıca TCK 301 talebinin de reddine karar verdi.

Mütalaa açıklandı

Avukat Ersöz, müvekkilinin yurtdışında yaşadığı gerekçesiyle duruşmalardan vareste tutulmasını ve kovuşturmanın genişletilmesi taleplerini sunmak için süre istedi.

Heyet, “Sanık müdafisinin taleplerini her zaman mahkemeye bildirebileceği” gerekçesiyle avukatın süre talebini reddetti.

Savcı esas hakkında mütalaasının hazır olduğunu belirterek sanığın TMK 7/2 maddesinin 1 ve 2. cümlelerine göre cezalandırılmasını istedi.

Heyet, sanık ve avukatına süre vererek duruşmayı 21 Şubat 2019’a bıraktı.

2. duruşma

Bahar Fırat yurtdışında görevli olduğu gerekçesiyle duruşmaya katılamadı. 

Avukatı Özlem Ayata müvekkilinin savunmasının istinabe yoluyla alınmasını ve duruşmalardan vareste tutulmasını talep etti.

Heyet, istinabe yoluyla savunmasının alınması için talimat yazılmasına, sanığın Türkiye’ye giriş yapması halinde celse açılarak savunmasının alınmasına karar verdi.

Bir sonraki duruşma 27 Mart 2019’da.

3. duruşma

Abbas Valı’nın ana dili Türkçe olmadığı için için avukatı Meriç Eyüboğlu İngilizce olarak tercüman eşliğinde savunma yapacaklarını söyledi. Bilgi Üniversitesi’nden Nazım Dikbaş’ın tercüman olarak dinlenmesini istedi.

Heyet, mahkemede yeminli tercümanın çevirmenlik yapabileceği gerekçesiyle talebi reddetti. İngilizce bilen bir tercümanın hazır edilmesi için kaleme haber verilmesine, sanığın bir sonraki celsede yeminli tercüman eşliğinde savunmasını sunmadı için duruşmada hazır bulunmasına karar verdi.

Bir sonraki duruşma 24 Aralık’ta görülecek.

4. duruşma

Duruşma salonunda hazır bulunan Aslı Takanay savunmasını sundu.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) hususunda görüşü sorulan Takanay, ceza verilmesi halinde HAGB istemediğini söyledi.

Avukatı Meriç Eyüboğlu, delillerini ve tevsii tahkikat (kovuşturmanın genişletilmesi) taleplerini sunmak için süre istedi.

Heyet, iddianamenin mahkemeye geliş tarihi, ilk celsenin yapıldığı tarihi aktararak sanığın veya müdafisinin mahkemeye her zaman yazılı savunma sunabileceği gerekçeleriyle süre talebini reddetti. 

Kovuşturmanın genişletilmesi talebi olmadığını söyleyen savcı ceza istediği esas hakkında mütalaasını açıkladı.

Esasa karşı savunmalarını hazırlamak üzere sanık ve müdafine süre verildi. Bir sonraki duruşma 21 Şubat 2019’da.

5. duruşma

Günizi Kartal yurtdışında olduğu için duruşmaya katılamadı.

Heyet, sanığın savunmasının gelecek duruşmada, hazır olamayacaksa avukatı tarafından hazır edildiğinde celse arasında savunmasının alınmasına karar verdi.

Bir sonraki duruşma 21 Şubat 2019’da.

6. duruşma

Ayfer Bartu Candan savunmasını sundu.

Avukat Meriç Eyüboğlu delillerini ve tevsii tahkikat taleplerini sunmak için süre istedi.

Heyet, Takanay’ın duruşmasındaki gerekçelerle süre talebini reddetti. Savcı ceza istediği esas hakkında mütalaasını yineledi.

7. duruşma

İpek Seyalıoğlu sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya katılamadı. Avukat Meriç Eyüboğlu müvekkilini bir sonraki celsede hazır edeceğini söyledi.

Heyet, sanığın mazeretini kabul etti. Bir sonraki duruşma 21 Şubat 2019’da.

8. duruşma

S.Y. savunmasında derhal beraatini istedi.

"Bugün burada bulunma sebebim birçoğumuzun Barış Bildirisi olarak andığımız Bu Suça Ortak olmayacağız başlıklı metine atmış olduğum imzadır.

"2015 yılının özellikle ikinci yarısında Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden gelen haberler hepimizi dehşete düşürüyor ve büyük bir üzüntü veriyordu. Çatışmalar ve sokağa çıkma yasakları sonucunda sivil yaralanmaları, ölümleri, hastalıklar ve özellikle bir eğitimci olarak bölgede yaşayan çocukların aylarca okullarından uzak kalması gibi konularda çok çaresiz hissediyordum.

"Tam da bu dönemde karşıma çıkan bildiriyi okuyup bir barış çağrısı olarak imzalamış bulunmaktayım. Adı geçen metine imza atmamın sebebi çatışmalarda uzak, barış ve güven içinde yaşamanın tüm insanların sahip olması gereken en temel insan hakkı olduğu ve devletin başlıca sorumluluğunun kendi vatandaşlarının bu hakkını korumak olduğuna dair inancımdır.

"Bildiriyi, 15 senedir bir devlet üniversitesinde Türkiye'nin her köşesinden gelen öğrencilere ders anlatan bir öğretim üyesi ve iki küçük çocuk annesi bir ebeveyn olarak öğrencilerime ve çocuklarıma duyduğum ahlaki sorumluluk ve bireysel duyarlılık hissiyle; özgür ve demokratik yaşam hakkını savunmak ve olan bitene karşı bir en azından vicdani bir tepki verebilmiş olmak amacıyla imzaladım.

"İçinde herhangi bir örgütün ismi geçmeyen, hatta bu konuda herhangi bir imada bulunmayan bu bildiriye attığım imza ile çatışmanın durdurulması ve müzakere sürecine geri dönülmesine dair yaptığım barış çağrısının suç teşkil ettiğini kesinlikle düşünmüyor ve hayatımın hiçbir döneminde şiddete asla destek vermediğimi ifade ediyorum.

"Bu nedenle hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyor ve beraatimi talep ediyorum."

Aksu: Savunma çaresiz bırakılıyor

Ardından konuşan avukat İnayet Aksu, aynı iddianameden yargılanan akademisyen dosyalarında mahkemenin daha önce mahkumiyet kararları verdiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlalinin söz konusu olduğunu, hem savunma makamı olarak kendisinin hem de müvekkilinin savunmayı nasıl ve neye göre yapacaklarını bilmediğini, sabitleşmiş fikirleri nasıl aşacaklarına dair çaresiz bırakıldıklarını söyledi:

“Müvekkilimin cezalandırılmasının ötesinde adaletle, toplumumuzla ilgili bir mesele var. Heyet tek tek yargılama yapıyorsa yargılama özelleştirilecek bunun için birleştirme kararı vermedi diye düşünüyoruz. Yine de mahkemenizin TCK 301 ve birleştirme yönünde verdiği red kararlarından dönmesini umut ettiğimi bu kapsamda söylemek istiyorum.”

Heyet, birleştirmeyle ilgili birinci celsede değerlendirme yapılmış olduğundan bu celsede yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, dosya kapsamı ve kovuşturmanın geldiği aşama gerekçesiyle TCK 301 talebinin reddedilmesine karar verdi.

Savcı, ceza istediği esas hakkında mütalaasını yineledi. Aksu, müvekkilinin duruşmalardan vareste tutulması ve süre taleplerini dile getirdi. Heyet, avukata esasa karşı savunmasını hazırlaması için süre verdi. Sanığın duruşmalardan vareste tutulması talebini kabul etti. Bir sonraki 13 Şubat 2019’da.

9. duruşma

Duruşmada hazır bulunan M.G. savunmasını sunmadan önce avukat Ebru Demiralp söz alarak TCK 301. maddesi kapsamında yargılamaya devam edilmesi için Adalet Bakanlığı’ndan izin alınmak üzere durma kararı verilmesini istedi. Savcı talebin reddini istedi. Heyet TCK 301 talebini reddetti.

Ardından M.G. savunmasını yaptı. Savcı ceza istediği esas hakkındaki mütalaasını tekrar açıkladı.

Heyet sanık ve müdafine esasa karşı savunmalarını hazırlamak için süre verdi. Bir sonraki duruşma 13 Şubat 2019’da.

10. duruşma

Tahsin Yeşildere savunmasını yaptı. 

Savcı ceza istediği esas hakkında mütalaasını yineledi. Yeşildere ve avukatı Fikret İlkiz'in esasa karşı savunmalarını hazırlamaları için talep ettikleri süre verildi. Bir sonraki duruşma 13 Şubat 2019'da.

28. ACM

Mahkeme başkanı: Ersin Özaslan - Üyeler: Muhsin Onay, Saffet Merve Başbekleyen - Savcı: Mehmet Fatih Aldemir.

1. duruşma

Duruşma salonunda hazır bulunan D.Ü. savunmasını sundu. Suçlamaları reddederek derhal beraat talebinde bulundu.

Avukatı Bilhan Güven kovuştturmanın genişletilmesi taleplerini sunmak için süre istedi. Ayrıca müvekkilinin duruşmalardan vareste tutulmasını talep etti.

Esas hakkında mütalaasını açıklayan savcı sanığın TMK 7/2 maddesine göre cezalandırılmasını istedi.

Heyet, esasa karşı savunmalarını hazırlamak ve kovuşturmanın genişletilmesi taleplerini bildirmek üzere sanık ve avukatına süre verdi. Bir sonraki duruşma 25 Aralık'ta.

2. duruşma

Ç.A. savcının ceza istediğim esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasında suçlamaları kabul etmeyerek derhal beraatini istediğini söyledi. Ardından avukat İpek Bozkurt da derhal beraate ilişkin beyanlarda bulundu.

1 yıl 3 ay hapis cezası

Heyet, gerekçesini ekli kararda açıklamak üzere sanığa "PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçunu sabit görerek" 1 yıl hapis cezası verdi. "Suçun basın yayın yoluyla işlendiği" gerekçesiyle suçu yarı oranında arttırarak 1 yıl 6 aya çıkardı. Cezada indirime giden heyet, sanığa 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi.

Hükmün açıklanması geri bırakıldı.

26. ACM

Mahkeme başkanı: Kemal Selçuk Yalçın - Üyeler: Recep Kurt, Mehmet Akif Ayaz - Savcı: Hakan Özer.

1. duruşma

Akın Tek savunmasını yaptı.

Savcı, esas hakkındaki mütalaayı hazırlamak için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiini istedi. Heyet, "eksiklik bulunmadığından" dosyanın iddia makamına gönderilmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 14 Şubat 2019'da.

2. duruşma

Özge Korkmaz savunmasını sundu.

Heyet, bir önceki duruşmadaki kararını yineledi. Bir sonraki duruşma 14 Şubat 2019'da.

Akademisyen yargılamaları hakkında

10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu.

Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı.

20 Kasım itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 384 oldu. 34 akademisyen 1’er yıl 3’er ay hapis cezasına mahkum oldu. Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel ve Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Büşra Ersanlı'nın cezası hariç cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı. Üstel’in ve Ersanlı'nın cezalarının ertelememe gerekçesi olarak "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmediği" ve "mahkemede suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı" gösterildi.

Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016) ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) TMK 7/2'de düzenlenen “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar. Savcının talebi üzerine Adalet Bakanlığı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanma izni verdi. Dava sürüyor.

Birleştirme kararları

33. ACM, 25. ACM, 24. ACM, 29 ACM ve 30. ACM'de akademisyen dosyaları birleştirildi.

(TP)

Kaynak: https://bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/202784-bir-akademisyene-daha-1...