Hapis Cezasına 2 Yıl Denetimle Erteleme

Yazar / Referans: 
Tansu Pişkin, Bianet
Tarih: 
22.11.2018

Üç akademisyene 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Öztan ve Rıza Türkay için HAGB hükümleri uygulandı. HAGB'yi istemeyen Gülhan Türkay'ın hapis cezası 2 yıl denetime tabii tutulmak kaydıyla ertelendi.

Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini  imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlamasıyla yargılanan akademisyenlerin duruşmaları Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde devam etti.

Bugün iki ayrı mahkemede dört akademisyenin duruşmaları görüldü:

26. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM): Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden (MSGSÜ) Yrd. Doç. Dr. M.T.T.’nin ikinci duruşması.

36. ACM: İstanbul Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Güven Gürkan Öztan ve Prof. Dr. Gülhan Türkay ile Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Rıza Türkay’ın dördüncü duruşmaları görüldü.

3 akademisyene hapis cezası

36. ACM'de duruşması görülen akademisyenlerin tamamına Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 7/2 kapsamında "terör örgütü propagandası yapmak" suçu sabit görülerek 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. 

Terörle Mücadele Kanunu 7/2

Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.

Güven Gürkan Öztan ve Mehmet Rıza Türkay hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını (HAGB) kabul ettiklerini için haklarında HAGB hükümleri uygulandı.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği takdirde, kişi beş yıl içinde kasten yeni bir suç işlemezse hüküm ortadan kaldırılıyor.

Ceza Muhakemesi Kanunu madde 231’deki düzenlemede şu ifadeler öne çıkıyor.

“Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.  Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar.”

Ancak Gülhan Türkay HAGB istemediğini söyledi. Kararında HAGB uygulamayan heyet, Türk Ceza Kanunu (TCK) 51/3 maddesi gereğince ve "sanığın sabıkasız olması, geçmişteki hali nazara alınarak cezanın ertelenmesi halinde tekrar suç işlemeyeceği hususunda vicdani kanaat oluştuğu" gerekçesiyle sanığı 2 yıl denetime tabii tutarak verilen cezayı erteledi. Aynı maddenin 6. fıkrası gereğince sanığa herhangi bir yükümlülük belirlemedi.

Türk Ceza Kanunu 51/1, 3, 6, 7

(1) İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;

a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,

b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması, gerekir.

(3) Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.

(6) Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak, denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlemeden veya uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine de karar verebilir.

(7) Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hakimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.

Duruşmalardan ayrıntılar şöyle:

26. ACM

Mahkeme başkanı: Yusuf Yılmaz - Üyeler: Çağlayan Özbay, Ali Kemal Çınar - Savcı: Halil İbrahim Kuş.

"Barış istemek suç değldir"

Duruşma salonunda hazır bulunan M.T.T. savunmasını sundu: 

“İmzaladığım barış talebi içeren metnin; benim de olumlu bulduğum çözüm sürecindeki uygulamalardan daha saf olduğu kanısındayım.

“12 Eylül döneminde Barış Derneği davası vardı. Yine o dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nin ev sahipliğinde uluslararası bir gençlik organizasyonu vardı.

“Bu organizasyonun teması ‘peace’ idi ve Türkçeye ‘barış’ değil de ‘huzur’ olarak çevrilmişti!

“İster barış isterse huzur adı verilsin ya da başka Türkçe karşılıklarından biri verilsin; barış olmayan yerde huzur, sessizlik, sakinlik, rahatlık olmaz. O nedenle barış istemek suç değildir.

“Barış talebimizin, dolayısıyla barışın daha fazla yargılanmayacağı umuduyla derhal beraatimi talep ediyorum.”

Mahkeme başkanı: Bunlar düzeltilebilir şeyler

Ardından avukat Mehmet Fatih Kayagil, mahkemeye yazılı olarak sunduğu savunmasını özetleyerek iddianameyi eleştirdi; maddi hatalar olduğunu söyledi. Başkan “Bunlar düzeltilebilir şeyler” diye yanıtladı.

Kayagil savunmasının devamında 2015’te yayımlanan “Çözüm sürecinin ulaştığı aşamada ASDER - ASSAM” raporunu mahkemeye sundu. Raporda Bülent Arınç, Yiğit Bulut, Mehmet Metiner ve Beşir Atalay gibi isimlerin de demeçlerine yer verildiğini kaydeden Kayagil, PKK lehine söylenen cümleleri tekrar okudu. Ayrıca 2015’te Star gazetesinde Mesut Akgün’ün bir yazı yazdığını, bu yazıda “Türkiye PKK’ya silah yardımı yapmalıdır” ifadelerine yer verdiğini ve yazının sitede hala aktif olarak bulunduğunu söyleyerek şöyle konuştu:

“Hem bu raporu hem bu yazıyı yazan kişilere, taraflardan tekzip ve yalanlama gelmediği halde bırakın davayı soruşturma bile açılmamıştır. Düşünce ve ifade hürlüğüne saygımız var ve elbette bu insanlara da soruşturma açılsın demiyoruz. Biz sadece aynı kelimelerin geçtiği bu bildiriye dava açılınca adaletin terazisinin şaştığını düşünüyoruz.”

Birleştirme kararı

Mahkeme başkanı Kayagil'in savunmasında söylediği Star gazetesi yazarının ismini bir kez daha sordu ve not aldı. Ardından birleştirme konusundaki görüş ve talepleri savcı ve avukata soruldu.

Takdirin mahkemeye bırakılması üzerine heyet dosyayı kendi mahkemesi bünyesindeki diğer akademisyen dosyaları birleştirmeye karar verdi.

36. ACM

Mahkeme başkanı: Hakan Özer - Üyeler: Asilay Tuncer, Veli Gürsoy - Savcı: Hasan Adalı.

1. duruşma

Mahkeme başkanı, avukatların bir önceki celsede bulunduğu reddi heyet talebinin 37. ACM tarafından reddettiğini açıkladı.

Savcı TMK 7/2’den ceza istediği esas hakkındaki mütalaasını tekrar etti. Güven Gürkan Öztan esasa karşı suçlamaları bir kez daha reddederek derhal beraat talebinde bulundu.

Avukat Sevgi Kalan Güvercin TMK 7/2’de yapılan değişiklikle beraber atılı suçun maddi unsurlarının oluşmadığını söyledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından örnekler de sunarak eylemin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

Avukat Ali Deniz Ceylan “Savunmama meslektaşım avukat İnayet Aksu’nun sözlerine atıfta bulunarak başlamak istiyorum” diyerek “Bu yargılamalarda maalesef savunmanın sözüyle iddia makamının sözünün eşit olmadığını görüyoruz” dedi. İddiaların somut delillerle desteklenmediğini ancak savunma makamı olarak kendilerinin ayrıntılı bir şekilde sayfalarca savunma hazırladıklarını belirtti.

1 yıl 3 ay

Avukatların derhal beraat talepleri ardından kararını açıklayan heyet Öztan’a 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Hükmün açıklanmasını geri bıraktı.

Mahkeme heyeti kararında “‘Terör örgütü propagandası yapmak’ suçunu sabit görerek sanığın 1 yıl hapisle cezalandırılmasına, suçun yayın yoluyla işlendiği gerekçesiyle TMK 7/2’nin 2. cümlesi gereğince cezanın yarı oranında artırılarak 1 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına; cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri göz önüne alınarak altıda bir oranında indirim yapılarak 1 yıl 3 ay hapisle cezalandırılması” ifadelerine yer verdi. 

2. duruşma

Esasa karşı savunması sorulan Gülhan Türkay, suçlamaları kabul etmediğini derhal beraatini istediğini söyledi.

Mahkemenin suçu sabit bularak ceza vermesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını istemedi.

Söz alan avukat Emel Ataktürk derhal beraate ilişkin taleplerini sundu.

Cezaya denetimli erteleme

Mahkeme heyeti, Öztan’ın duruşmasındaki kararını tekrarlayarak Türkay’a 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Sanık kabul etmediği için HAGB hükümlerini uygulanmadı. Ancak Türk Ceza Kanunu 51/3 maddesi gereğince ve “sanığın sabıkasız olması, geçmişteki hali nazara alınarak cezanın ertelenmesi halinde tekrar suç işlemeyeceği hususunda vicdani kanaat oluştuğu” gerekçesiyle sanığı 2 yıl denetime tabii tutarak verilen cezayı erteledi. Aynı maddenin 6. fıkrası gereğince sanığa herhangi bir yükümlülük belirlemedi. 

Denetimin ne şekilde olacağına Denetim Bürosu karar verecek.

Türkay’ın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde verilen hapis cezası kısmen veya tamamen uygulanabilecek.

3. duruşma

Mehmet Rıza Türkay esasa karşı savunmasında suçlamaları reddederek derhal beraatini istedi. 

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hükümleri kabul etti.

1 yıl 3 ay

Avukat Ataktürk önceki duruşmadaki beyanlarını tekrarladı. Savcı ise ceza istediği esas hakkında mütalaasını yineledi.

Mahkeme heyeti Öztan’ın davasındaki kararını tekrarladı. Sanığa 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Hükmün açıklanması geri bırakıldı.

Akademisyen yargılamaları hakkında

10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu.

Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı.

22 Kasım itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 384 oldu. 37 akademisyen 1’er yıl 3’er ay hapis cezasına mahkum oldu. Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel, Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Gülhan Türkay'ın cezası hariç cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı. Üstel’in ve Ersanlı'nın cezalarının ertelememe gerekçesi olarak "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmediği" ve "mahkemede suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı" gösterildi. Türkay'ın gerekçesinde ise "sanığın talep etmediği" ifade edildi. Ancak heyet, Türkay'ı 2 yıl denetime tabii tutarak cezasını erteledi.

Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016) ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) TMK 7/2'de düzenlenen “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar. Savcının talebi üzerine Adalet Bakanlığı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanma izni verdi. Dava sürüyor.

Birleştirme kararları

33. ACM, 25. ACM, 24. ACM, 29 ACM ve 30. ACM'de akademisyen dosyaları birleştirildi.

(TP)

Kaynak: https://bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/202861-hapis-cezasina-2-yil-de...