Sanık ve Avukatının Katılmadığı Duruşmada Ertelemeli Hapis Cezası

Yazar / Referans: 
Tansu Pişkin, Bianet
Tarih: 
29.11.2018

28. ACM heyeti, Onur Baysal'a kendisinin ve avukatının mazeret bildirerek katılmadığı duruşmada 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Sanığın beyanı alınmadan hükmün açıklanması geri bırakıldı.

Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini  imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlamasıyla yargılanan akademisyenlerin duruşmaları Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde devam etti.

Bugün altı ayrı mahkemede dokuz akademisyenin duruşmaları görüldü:

24. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM): Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nden (MSGSÜ) Yrd. Doç. Dr. Özlem Güçlü'nün ikinci duruşması.

25. ACM: MSGSÜ'den Doç. Dr. Yıldırım Şentürk'ün ikinci; Yrd. Doç. Dr. Gevher Gökçe'nin birinci duruşması.

28. ACM: MSGSÜ'den Arş. Gör. Onur Baysal'ın üçüncü duruşması.

29. ACM: Mersin Üniversitesi'nden ihraç edilen Doç. Dr. Serdar Ulaş Bayraktar'ın birinci duruşması.

36. ACM: Arel Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Umut Şah ile Dr. Efe Arık ve Kadir Has Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Reyda Ergün'ün üçüncü duruşmaları.

37. ACM: İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ayşe Huri Özdoğan'ın üçüncü duruşması.

Bir akademisyene ceza

28. ACM heyeti mazeretleri sebebiyle duruşmaya katılmayan Onur Baysal ve avukatının gerekçelerini reddetti. 

Heyet, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 7/2 maddesi kapsamında sanığa atılı “terör örgütü propagandası yapmak” suçunu sabit görerek 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi.

Terörle Mücadele Kanunu 7/2

Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.

Heyet kararında, Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) 231/6’ya* göre, sanığın beyanının alınmasının zorunlu olduğu HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) hükümlerini uyguladı.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği takdirde, kişi beş yıl içinde kasten yeni bir suç işlemezse hüküm ortadan kaldırılıyor.

Ceza Muhakemesi Kanunu madde 231’deki düzenlemede şu ifadeler öne çıkıyor.

“Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.  Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar.”

İki akademisyenden ek savunma

25. ACM’de duruşmaları görülen Gevher Gökçe ve Yıldırım Şentürk’ün duruşmalarında mahkeme heyeti, suçun “örgüte üye olmamakla beraber örgüte yardım” suçuna dönüşme ihtimaline binaen sanıklardan ek savunma istedi.

TCK 220/7

Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek olan ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.

TCK 314/2

TCK madde 220/7’ye göre suçlanan kişiye verilecek cezayı kapsayan maddedir. Buna göre, örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.

TMK 5/1

Bu maddeye göre, yukarıda tanımlanan suçtan ceza alan kişiye verilen ceza yarıda bir oranında arttırılır.

Bir dosya birleştirildi

24. ACM heyeti Özlem Güçlü’nün dosyasını da kendi mahkemesi bünyesindeki diğer akademisyen dosyalarıyla birleştirdi.

29. ACM’deki ilk duruşmasına SEGBİS ile bağlanan Serdar Ulaş Bayraktar’ın davasında Adalet Bakanlığı’ndan Türk Ceza Kanunu (TCK) 301. maddesine göre yargılamaya devam edilmesi için izin istendi.

Duruşmalardan ayrıntılar şöyle:

24. ACM

Mahkeme başkanı: Yusuf Yılmaz - Üyeler: Ramazan Balcı, Çağlayan Özbay - Savcı: Halil İbrahim Kuş.

Özlem Güçlü ve avukatı Meriç Eyüboğlu hazır bulundu.

Mahkeme heyeti, savcının celse arasında sunduğu ara mütalaasındaki talebi kabul ederek kendi içindeki akademisyen dosyalarını birleştirmeye karar verdi.

Bir sonraki duruşma 25 Nisan 2019’da.

25. ACM

Mahkeme başkanı: Selami Yılmaz - Üyeler: Beyhan Acar, Yıldız Sezgin - Savcı: Mehmet İlker Durmaz.

1. duruşma

Duruşma salonunda hazır bulunan Gevher Gökçe savunmasına başlamadan önce bir kişinin fotoğraf çekti. Mahkeme başkanı “Biz alışkınız isimlerimizi de yazıyolar cisimlerimizi de yazıyorlar. Çekiyorsanız çekin ama yasak” dedi.

Ardından savunmasına başlayan Gökçe, iddianamede yer alan maddi hatalara değinerek herhangi bir basın açıklamasına katılmadığını ve daha önce hiç tutuklanmadığını söyledi:

“Sanal olarak imzaladığım bildirinin dili Türkçe’dir. Diğer yabancı dillerdeki tercümelerden sorumlu tutulmam mümkün olamaz. Çünkü çeviri yoruma açık bir eylemdir. Bütün bu yanlış delillerin temelinde iddianamenin çoğul olarak yazılması ve organize bir suç oluşturmaya çalışılması yatmaktadır. Bireysel olarak hareket ettim. Bireysel savunma yapıyorum.”

Mahkeme başkanı savunmayı bölerek, “Bir grup halinde başkalarının imzalayacağını biliyor muydun” diye sordu. Gökçe “Anonim bir metin olduğu için dolayısıyla başka insanlar da imzalamış olabilir. Fakat bu insanların organize bir bütün olduğunu düşünmüyorum. Öyle olsaydı imzalamazdım” diye yanıtladı. 

Mahkeme başkanı: Amacın neydi?

Savunma boyunca mahkeme başkanı ve Gökçe arasında şu konuşmalar geçti:

Mahkeme başkanı (MB): Bildiriyi imzalamadan okudun mu? Amacın neydi imzalarken?

Gevher Gökçe (GG): Bildirinin tamamını okumuştum. Benim amacım ve bildiriden anladığım sivil vatandaşların can ve mal güvenliğini korumak için yapılan çağrıdır.

MB: Öneriniz nedir. Gelmiş diyor ki biz özerklik ilan ettik.

GG: Bildiriden anladığım barış talebidir. Devletin işine karışmak vatandaş olarak haddim değil. Ancak talebimi dile getirebilirim.

MB: Bildiri yayınlanınca kime fayda sağladı?

GG: Ben sadece kime fayda sağlamasını umduğumu söyleyebilirim.

MB: Bese Hozat’ın çağrısıyla imza attığınız iddiası var.

GG: Bese Hozat’ın ismini ilk defa emniyetteki sorgumda duydum. Burada hocalık kurumuna hakaret var.

MB: Anladım demek istediğini. Bildiriyi kimin hazırladığını, hazırlayanın örgütsel bağı hakkında bilgin var mı?

GG: Bilmiyorum.

Gökçe: Bunlar siyasi sorular

MB: Başka bildiriler geliyor mu? (Salonda gülüşmeler oldu) Gülmeyin, neden sorduğumu anlayacaksınız. Beğenmediğin bir şey olsa ya da tamamına katıldığın imzalar mısın? 

GG: Bu siyasi ortamda beğendiğim bir şeyi de imzalamayabilirim.

MB: Çünkü akademisyen, okumuş bir insan okumadan imzalamaz bir şeyi onun için soruyorum. Gülen de anladı mı?

MB: Devlet oraya müdahale etmeseydi ne olacaktı?

GG: Bunların hepsi siyasi sorulardır. Tamamen konuyla ilgisizdir. Burada sadece sivil halkın can güvenliği talep ediliyor. 

Başkan: Pişman mısın?

Gökçe mahkeme başkanının sorgusunun ardından savunmasını şöyle tamamladı:

“Son olarak bu dava benim için son derece karalayıcıdır. Öğrencilerimin karşısında bilgiden önce her zaman dürüst, adaletli ve doğru insan imajı çizmeye çalıştım. Bu dava benim bu imajımı zedelemeye yöneliktir. Ama neyse ki öğrencilerimin hiçbiri bu suçlamalara inanmamaktadır. Suçlamaları kabul etmiyorum. Derhal beraatimi talep ediyorum.”

Mahkeme başkanı bu defa “Pişman mısın” diye sordu. Gökçe, “Pişmanlık ayıp bir şey yaptığınızda, suç işlediğinizde duymanız gereken bir duygudur. Ayıp bir şey yapmadım, suç işlemedim. Dolayısıyla pişman değilim” dedi.

TCK 314'ten ek savunma

Mahkeme başkanı, atılı suçun “örgüte üye olmamakla beraber örgüte yardım” suçuna dönüşmesi ihtimaline binaen sanığa ek savunma hakkı isteyip istemediğini sordu. Gökçe ve avukatı Muhammed Saylık süre talep etti.

Ardından avukat Saylık iddianamede yer alan Emre Erciş imzalı yazıya değinerek ilgili yazının müvekkiliyle alakalı olmadığını, Erciş’in “FETÖ üyeliğinden” yargılandığını söyledi. Yazının dosyadan çıkarılmasını istedi.

Savcı, esas hakkındaki mütalaasını sunmak üzere dosyanın tarafına tevdiini istedi.

Mahkeme heyeti, sanık ve avukatına ek savunma yapmaları için süre verdi. Dosyayı esas hakkında mütalaasını sunması için iddia makamına gönderdi. 

Bir sonraki duruşma 28 Mart 2019’da.

2. duruşma

Yıldırım Şentürk savunmasını sundu.

Başkan “örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım” suçunu kapsayan maddelerin uygulanmasına binaen sanığa ek savunma için süre sordu. Sanık ve avukatı Meriç Eyüboğlu süre talep etti.

Ardından avukat Eyüboğlu, diğer mahkemelerdeki akademisyen yargılamalarında sürecin nasıl ilerlediğini anlattı:

“Tek tek iddianame düzenlenmiş olsa bile aynı suçlamayla karşı karşıyayız. Sadece sizin mahkemenizde 314’ten ek savunma isteniyor. 24. ACM bu tutumundan vazgeçerek dosyaları birleştirdi.”

Savunmasının devamında ilk aşamada 13. ACM’de devam eden dört akademisyenin dosyasıyla birleştirme kabul edilmezse mahkemenin kendi bünyesindeki dosyaları birleştirmesi taleplerinde bulundu. Ayrıca tevsii tahkikat taleplerini yazılı olarak sunacağını belirterek süre istedi.

13. ACM’deki dosya

Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları gerekçesiyle haklarında TMK 7/2'den açılan davada, savcının talebi üzerine Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinden yargılama yapılması için Adalet Bakanlığı'na yargılama izni için başvuruldu. Bakanlık ilgili izni verdi. Ancak davanın son duruşmasında esas hakkında mütalaasını sunan savcı, akademisyenlerin TMK 7/2'ye göre cezalandırılmasını istedi. Dört akademisyenin yargılaması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.

TCK 301

Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

Birleştirme talepleri reddedildi

Savcı, 13. ACM ile birleştirme talebinin reddini istedi. Mahkemenin kendi bünyesindeki dosyaların birleştirilmesi talebi hususunda takdiri mahkemeye bıraktı.

Heyet, avukata tevsii tahkikat taleplerini bildirmek için 15 gün süre verdi. 

13. ACM ile birleştirme talebini gerekçeleriyle; mahkeme içindeki dosyaların birleştirilmesi talebini gerekçeleriyle reddetti.

Sanık ve müdafine ek savunmalarını bildirmek için süre verildi. Bir sonraki duruşma 28 Mart 2019’da.

28. ACM

Onur Baysal ve avukatı mazeret bildirerek duruşmaya katılamadı.

Heyet, “duruşmaya uzatmaya yönelik olduğu” gerekçesiyle mazeretleri reddetti. “Terör örgütü propagandası yapmak” suçunu sabit görerek sanığa 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi.

Hükmün açıklanmasını geri bırakan heyet, CMK’ya göre kişinin beyanına göre karar verilmesi gereken hükümleri Baysal’ın beyanını almadan uyguladı.

29. ACM

Serdar Ulaş Bayraktar duruşmaya SEGBİS ile bağlandı. “İmza attığım metnin suç teşkil etmediğini düşünüyor, derhal beraatimi talep ediyorum” dedi.

Savcı, atılı suçun TCK 301’deki suça dönüşmesi ihtimaline binaen Adalet Bakanlığı’ndan TCK 301 izni alınması için gerekli işlemlerin başlatılmasını istedi.

Avukatı TCK 301’in unsurlarının oluşmadığını, iddianamede böyle bir anlatım ve isnat olmadığını belirterek mütalaaya katılmadığını söyledi. Yazılı beyanlarını sunmak için süre istedi.

301’den soruşturma izni

Heyet, “Eylemin sübutu halinde TCK 301. maddeye vücut verebileceği ve bunun değerlendirmeye tabii bulunduğu gerekçesiyle” TCK 301 izni için izin alınmasına karar verdi.

Sanığın savunmasının cevaptan sonra alınmasına karar vererek duruşmayı 7 Mart 2019’a bıraktı.

36. ACM

Mahkeme başkanı: Hakan Özer - Üyeler: Veli Gürsoy, Asilay Tuncer - Savcı: Hasan Adalı.

Reyda Ergün, Umut Şah, Efe Arık ve avukatları mazeret bildirdi.

Avukat ve sanıklara esasa karşı savunmalarını bildirmek için son kez süre verildi.

Duruşmaların tamamı 10 Aralık’ta görülecek.

37. ACM

Mahkeme başkanı: Akın Gürlek - Üyeler: Ferhat Gülbağça, Erol Güngör - Savcı: Can Tümer Keriş.

Ayşe Huri Özdoğan raporlu olduğu için duruşmaya katılamadı. Savcı TMK 7/2’den ceza istediği mütalaasını yineledi.

Heyet sanık ve avukatına süre vererek duruşmayı 7 Şubat 2019’a bıraktı. 

Akademisyen yargılamaları hakkında

10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu.

Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı.

29 Kasım itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 388 oldu. 38 akademisyen 1’er yıl 3’er ay hapis cezasına mahkum oldu. Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel, Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Gülhan Türkay'ın cezası hariç cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı. Üstel’in ve Ersanlı'nın cezalarının ertelememe gerekçesi olarak "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmediği" ve "mahkemede suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı" gösterildi. Türkay'ın gerekçesinde ise "sanığın talep etmediği" ifade edildi. Ancak heyet, Türkay'ı 2 yıl denetime tabii tutarak cezasını erteledi.

Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016) ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) TMK 7/2'de düzenlenen “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar. Savcının talebi üzerine Adalet Bakanlığı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanma izni verdi. Dava sürüyor.

Birleştirme kararları

33. ACM, 25. ACM, 24. ACM, 29 ACM ve 30. ACM'de akademisyen dosyaları birleştirildi.

(TP)

* Sanığın kabul etmemesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez. 

Kaynak: https://bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/203039-sanik-ve-avukatinin-kat...