Das Wagnis der freien Meinungsäußerung in der türkischen Hochschullandschaft
Gegen die Akademiker*innen für den Frieden in der Türkei wurde nach dem 10.1.2016 eine Hexenjagd eingeleitet; dabei wurden Hunderte Opfer von Disziplinarverfahren. Die Hexenjagd begann, nachdem die Akademiker*innen für den Frieden eine Petition veröffentlicht hatten. Diese Petition kritisierte das brutale Vorgehen des türkischen Staates gegen die kurdische Bevölkerung, welches auf die Verhängung eines monatelangen Ausnahmezustandes folgte und zu außerrechtlichen Tötungen im Südosten des Landes führte (CAT 2016: 3f).
We Are Gathering on September 22 in Ankara at Council Of Higher Education to Defend Peace and The Right to Life
In January 2016, 2,212 scholars from Turkey signed a petition titled “We will not be a party to this crime,” also known as the Peace Petition. Since then the signatories (“Academics for Peace”) have been subject to heavy pressure and persecution. Hundreds of them have faced criminal and disciplinary investigations, custody, imprisonment, or violent threats. Several academics have been dismissed or suspended, some were forced to resign or leave the country. The recent dismissal of the Academics for Peace overnight with a fait accompli of a State of Emergency decree no.
“Academics for peace hunt” under the state of emergency
Derya Keskin, Yücel Demirer and Hülya Kendir have been dismissed by a decree.
With the decree issued on September 2, many academics are dismissed. “Academics for peace” were one of the targets of this recent decree. Academics from Kocaeli University tell about what they have been going through.
Üniversitelerde 'hiç kimselerin onuru'
Bugün Kocaeli Üniversitesi’nde dersler başlıyor. Kampüse girerken güvenlik görevlilerinin içeri almamak için kontrol ettiği uzun listede 1 Eylül günü 672 sayılı KHK ile memuriyetten atılan 19 laik, evrensel değerlere bağlı bilim insanlarının, arkadaşlarımızın da ismi var. Ben ve benim gibi birçok arkadaşım bunu bilerek utanç ve öfke ile güne başlayacak. Derslerimizde öğrencilerimize anlatacağımız her şeyin, eğitim adına yapacağımız her etkinliğin bu arkadaşlarımızın yokluğuyla eksik ve yetersiz olduğunu bileceğiz.
Barış için bir imza ve özgürleştirilmek
Bilgi üretimi için ne maaşlara ne de binalara ihtiyacımız var. Aksine, bilginin toplumsal paylaşımı için zaten ufkumuzu genişletmeye ihtiyacımız var. Ve deneyimin, toplumun, doğanın, yaşamın bilgisini üretmek için özgürleşmeye ihtiyacımız var
22 Eylül'de Akademiyi, Barışı Ve Yaşam Hakkını Savunmak İçin Ankara'da YÖK Önündeyiz
Barış talebini dile getiren “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisinin imzacısı 2218 araştırmacı ve akademisyen aylardır çeşitli suçlama, taciz ve tehditlerle, disiplin ve ceza soruşturmalarıyla, görevden uzaklaştırma ve işten çıkartma uygulamaları ile karşı karşıya. En son 1 Eylül günü 672 sayılı KHK kapsamında barış imzacılarının kamu görevinden ihraç edilmesi ise bu sürecin başka bir boyuta geldiğine işaret etmektedir.
Üniversiteden dışarıya bir yolculuk
Karşı çıkmak ve dik durmanın her zaman bir bedeli olduğunu yaşım bana öğretti. Çocuklarıma ve torunuma bırakacağım bir çok olgu arasından üniversitemden ve öğrencilerimden koparılmak istememin onurunu bir çok arkadaşım , meslektaşım ile paylaşmak hala çok önem taşıyor benim için
Körfez'den Notlar - Görevden alınan akademisyenler veda etti
Kötülük kaybedecek, bilim kazanacak!
1 Eylül Dünya Barış Günü’nün gecesi, çıkan 672 sayılı KHK ile üniversitelerden ihraç edilen akademisyenler arasında Kocaeli Üniversitesi’nden aydın, ilerici, bilimden yana, emek mücadelesinin destekçisi ve Barış İçin Akademisyenler oluşumunun imzacısı olan 19 akademisyen de vardı. Barış gününde böylesi güzel insanların diğer ihraç edilenlerin arasına konulması, elbette tesadüf değildi... Süreci baştan anlatacak değilim, ben o günü anlatacağım. Benim gözümde tarihe geçen, hayatım boyunca unutamayacağım o günü...






