We Are Gathering on September 22 in Ankara at Council Of Higher Education to Defend Peace and The Right to Life

Yazar / Referans: 
Academics For Peace
Tarih: 
20/09/2016

In January 2016, 2,212 scholars from Turkey signed a petition titled “We will not be a party to this crime,” also known as the Peace Petition. Since then the signatories (“Academics for Peace”) have been subject to heavy pressure and persecution. Hundreds of them have faced criminal and disciplinary investigations, custody, imprisonment, or violent threats. Several academics have been dismissed or suspended, some were forced to resign or leave the country. The recent dismissal of the Academics for Peace overnight with a fait accompli of a State of Emergency decree no.

“Academics for peace hunt” under the state of emergency

Yazar / Referans: 
Nazan Özcan, www.agos.com.tr
Tarih: 
20/09/2016

Derya Keskin, Yücel Demirer and Hülya Kendir have been dismissed by a decree.

With the decree issued on September 2, many academics are dismissed. “Academics for peace” were one of the targets of this recent decree. Academics from Kocaeli University tell about what they have been going through.

Üniversitelerde 'hiç kimselerin onuru'

Yazar / Referans: 
Doç.Dr. Aslı KAYHAN, Evrensel.net
Tarih: 
19/09/2016

Bugün Kocaeli Üniversitesi’nde dersler başlıyor. Kampüse girerken güvenlik görevlilerinin içeri almamak için kontrol ettiği uzun listede 1 Eylül günü 672 sayılı KHK ile memuriyetten atılan 19 laik, evrensel değerlere bağlı bilim insanlarının, arkadaşlarımızın da ismi var. Ben ve benim gibi birçok arkadaşım bunu bilerek utanç ve öfke ile güne başlayacak. Derslerimizde öğrencilerimize anlatacağımız her şeyin, eğitim adına yapacağımız her etkinliğin bu arkadaşlarımızın yokluğuyla eksik ve yetersiz olduğunu bileceğiz.

22 Eylül'de Akademiyi, Barışı Ve Yaşam Hakkını Savunmak İçin Ankara'da YÖK Önündeyiz

Yazar / Referans: 
BAK
Tarih: 
20/09/2016

 

Barış talebini dile getiren “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisinin imzacısı 2218 araştırmacı ve akademisyen aylardır çeşitli suçlama, taciz ve tehditlerle, disiplin ve ceza soruşturmalarıyla, görevden uzaklaştırma ve işten çıkartma uygulamaları ile karşı karşıya. En son 1 Eylül günü 672 sayılı KHK kapsamında barış imzacılarının kamu görevinden ihraç edilmesi ise bu sürecin başka bir boyuta geldiğine işaret etmektedir.

Üniversiteden dışarıya bir yolculuk

Yazar / Referans: 
Kuvvet Lordoğlu, Birgün
Tarih: 
14/09/2016

Karşı çıkmak ve dik durmanın her zaman bir bedeli olduğunu yaşım bana öğretti. Çocuklarıma ve torunuma bırakacağım bir çok olgu arasından üniversitemden ve öğrencilerimden koparılmak istememin onurunu bir çok arkadaşım , meslektaşım ile paylaşmak hala çok önem taşıyor benim için

Kötülük kaybedecek, bilim kazanacak!

Yazar / Referans: 
Hasret Gültekin KOZAN, evrensel.net
Tarih: 
11/09/2016

1 Eylül Dünya Barış Günü’nün gecesi, çıkan 672 sayılı KHK ile üniversitelerden ihraç edilen akademisyenler arasında Kocaeli Üniversitesi’nden aydın, ilerici, bilimden yana, emek mücadelesinin destekçisi ve Barış İçin Akademisyenler oluşumunun imzacısı olan 19 akademisyen de vardı. Barış gününde böylesi güzel insanların diğer ihraç edilenlerin arasına konulması, elbette tesadüf değildi... Süreci baştan anlatacak değilim, ben o günü anlatacağım. Benim gözümde tarihe geçen, hayatım boyunca unutamayacağım o günü...

Turkey: ’Academics for Peace’ suffer purge

Yazar / Referans: 
The Worldwide Human Rights Movement
Tarih: 
12/09/2016

(Brussels, Paris, Ankara) FIDH and its member organisations in Turkey, IHD and Human Rights Foundation of Turkey (HRFT) strongly condemn the dismissal of the ’Academics for Peace’, including Prof Dr Ümit Biçer, Member of the HRFT Directors Board, from their positions in public higher education, by a decree having force of law within the scope of the State of Emergency. They express their solidarity with these academics and urge the Turkish government to reintegrate them in their previous positions.

Ahlaki Bir Açmaz: Hem Darbeye Hem BAK’a Karşı Olmak

Yazar / Referans: 
Kerem Altıparmak - BİA Haber Merkezi
Tarih: 
13/09/2016

15 Temmuz sonrasında Türkiye’deki temel ahlak ölçütünün “darbe karşıtlığı/taraftarlığı” olduğunu söylersek abartmış olmayız herhalde. Bir kişinin iyi mi, kötü mü olduğu darbe karşıtlığı üzerinden tarif ediliyor. Her ne kadar daha çok “FETÖ”cülük şeklinde ifade edilse de, bu örgüt bir kimlik kartı dağıtmadığı için temel ahlaki ölçünün darbe taraftarlığı üzerinden kurulduğunu söyleyebiliriz.

Pages

Subscribe to Barış İçin Akademisyenler RSS