BÜ'de Hak Gaspı Var!
Boğaziçi Üniversitesi işçilerinin açlığa ve yoksulluğa terk edilmesi kabul edilemez!#BÜdeHakGaspıVar pic.twitter.com/i4dcYFSpTj
— BarışAkademisyenleri (@BarisAkademik) June 8, 2020
Boğaziçi Üniversitesi işçilerinin açlığa ve yoksulluğa terk edilmesi kabul edilemez!#BÜdeHakGaspıVar pic.twitter.com/i4dcYFSpTj
— BarışAkademisyenleri (@BarisAkademik) June 8, 2020
Alo 183 Acil Yardım Hattı 7/24 çalışmalı ve her durumda ulaşılabilir olmalıdır! 183Şiddet HattıOlsun pic.twitter.com/FHPyUMqEGj
— BarışAkademisyenleri (@BarisAkademik) June 4, 2020
DİYARBAKIR - Sosyolog Engin Sustam, artan ırkçı saldırılar ve işkencelerin münferit olaylar olmadığını, "Türklük Sözleşmesi"nin devamı olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'de ırkçılığın suç olarak görülmediğini dile getirdi.
Türkiye'de her geçen gün artış gösteren ırkçılık ve milliyetçiliğin son kurbanı, Ankara'da Kürtçe müzik dinlediği için bıçaklanarak öldürülen Barış Çakan oldu. Sosyolog Engin Sustam, yıllardır devam eden söz konusu durum ile bunla bağlantılı gelişen kolluk kuvvetlerinin şiddetini değerlendirdi.
BİRARADA Derneği’nin kurucusu olduğu Birarada Akademi Platformu’nun açılış etkinliği 3 Haziran'da gerçekleşiyor.
Birarada Akademi Platformu, Barış Akademisyenlerinin kendi aralarında ve dünyanın dört bir yanındaki destek veren meslektaşları arasında ağ oluşturma, iletişim kurma ve işbirliğine dayalı araştırmalar yapabilmelerine aracı olmak amacıyla oluşturuldu.
Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ile ‘normalleşme’yi konuştuk. Hamzaoğlu, “DSÖ, hasta sayısındaki artış hızının en fazla olduğu ilk beş Avrupa ülkesini açıkladı. Türkiye, Rusya ve İngiltere’nin ardından üçüncü sırada” dedi
Hrant Dink Vakfı’na, Rakel Dink’e yönelik tehditler suçtur, kabul edilemez.
Vakfın vurguladığı gibi “son dönemde yükseltilmesinde sakınca görülmeyen ırkçı, ayrımcı, nefret dili” bu “korkunç yaklaşımları tetikler, cesaretlendirir, azmettirir.”
Hrant Dink Vakfı’nın yanındayız. https://t.co/ykEYKThp8S— BarışAkademisyenleri (@BarisAkademik) May 29, 2020
Koronavirüs, zaten krizlerle boğuşan kapitalizmi iyice zora soktu. Salgını önlemek için gereken “fiziksel mesafe koşulu” kapitalizmin çarklarının en önemli dişlileri olan üretim, ticaret ve finansı durma noktasına getirdi. Çarkların uzun süreli durması, sermaye birikiminin sağlanamaması, kaçınılmaz olarak kapitalizmin sonunu getirecek bir hadisedir. Bunu engellemek için ilk hamle olarak, salgın tehlikesine rağmen toplum sağlığı da hiçe sayılıp emekçiler fabrikalarda, inşaatlarda, bankalarda çalışmaya zorlandı.
İstanbul Sözleşmesine göre bakanlıklar ve devletin diğer bütün kurumları koordinasyon içinde çalışmalı ve kadınları koruyacak acil önlem/eylem planı hazırlamalı. ŞiddeteKarşı AcilEylem pic.twitter.com/JaKHvzKA87
— BarışAkademisyenleri (@BarisAkademik) May 28, 2020