Salgınla mücadeleyi güvenlik odaklı daracık bir patikaya sıkıştırdık başından beri. Türk Tabipleri Birliğinin diğer sağlık emek meslek örgütleriyle 17 Kasım’da yaptığı açıklamadan sonra dillerini biraz değiştirip kısıtlama deseler de adlı adınca yasak olarak okunması gereken o sokağa çıkma kısıtlamasında önüme çıkan haberler hepimizin yüreğini paramparça ediyor.
Bu dönem, tüm olumsuz tabloya rağmen emeğin sesinin daha duyulur olduğu, duyargaların daha açıldığı bir dönem aynı zamanda. Çünkü çok geniş kesimler, ortak bir kaygıya sahipler.
TİHV, yurt dışında yaşayan ihraç edilmiş Barış Akademisyenleri'nin uğradığı hak ihlallerini anlattığı raporunda, hak ihlallerini gözler önüne serdi.
Koronavirüsten bir günde ölen sayısı 200’lere yaklaştı. Günlük vaka sayısı ise 30 bine doğru gidiyor. Türkiye nüfusa göre günlük vaka sayısında sadece Avrupa’da değil dünyada da salgının en hızlı yayıldığı ülkelerin ilk sırasında.
Dün Van 5. ACM’de görülen duruşmamızda heyet başkanı, AYM’nin 2019 Temmuz tarihli ihlal kararına uygun olarak ifade alınmaksızın verilen beraat kararı örnekleri sunmasına rağmen avukatımızın tüm taleplerini reddetti. Heyet başkanı ayrıca hocamızın ifadesinin bulunduğu ülkede alınması talebini de gerekçesiz olarak reddetti ve ısrarla yurtdışındaki hocamız için çıkartılan yakalama kararının infazının beklenmesi yönünde karar verdi.
