2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılı Akademik Yılı, Eğitim Sen ve Dayanışma Akademileri’nin Ankara’da düzenlediği Açılış Dersi ile başladı. Cumartesi günü, Ankara ile birlikte, İstanbul, Kocaeli, İzmir, Mersin, Diyarbakır, Eskişehir gibi kentlerden Barış Akademisyenlerinin de bir araya gelmesine vesile olan Açılış Dersi, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde Prof. Dr. Füsun Üstel tarafından verildi.
Dostumuz, barış savunucusu Mutlu Öztürk “Savaşa Hayır, Barış Hemen Şimdi!” dediği için dün gözaltına alındı, bugün tutuklandı.
Hep söyledik, barış talep etmek suç olamaz, #MutluÖztürkeÖzgürlük‼️ pic.twitter.com/M3Nkc7oqxL
Fikriyle, sözüyle ve eylemiyle her zaman yanımızda olan Sezgin Tanrıkulu @MSTanrikulu barışseverdir, insan hakları savunucusudur, #SezginTanrıkulunuSeviyoruz‼️ pic.twitter.com/y3JohyXmdJ
Eğitim-Sen ve dayanışma akademileri alternatif akademik açılış gerçekleştirdi. barış akademisyenlerinden Prof. Dr. Füsun Üstel: Geri dönüş hikayesine ihtiyacımız var
Eğitim Sen ve dayanışma akademilerinin birlikte düzenlediği alternatif açılış töreninin ilk dersini barış akademisyenlerinden Prof. Dr. Füsun Üstel verdi. Üstel, “Bir geri dönüş hikayesine ihtiyacımız var. Bu hikaye öfke ve hınç hikayesi olmamalı. En kısa zamanda haklarımızı alarak neşe içinde dönelim” dedi.
Dayanışma Akademileri yeni akademik yıl için buluştu: Umudumuzu koruyoruz...
Eğitim Sen Genel Merkezi ile Barış Akademisyenlerince oluşturulan tüm Dayanışma Akademileri Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde 2019-2020 Akademik Yılı Açılışı yaptı.
Türkiye’nin Kuzedoğu Suriye’ye yönelik harekatına karşı çıkan Barış Akademisyenleri, muhalefetin ‘savaş karşıtlığı’ ekseninde tutarlı ve ilkeli bir ses çıkarması gerektiğini söyleyerek, ‘Savaşa imza atan herkes suç ortağıdır’ dedi
“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attıkları Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) görevlerinden ihraç edilip yargılanan Barış Akademisyenleri, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik giriştiği operasyona da karşı.
Dünya genelinde sağ-popülist dalganın yükselişi, en son yüz yıl önce tanık olunan bir politik salgını andırıyor. Her yanda birbirine benzeyen politikacılar, aynı hamasetle, kopyacı dilleriyle hayatımıza yön veriyorlar. Her biri, kendi milletini sevdiğini söylüyor, başkalarını hor görüyor ve insan denen varlığın ortak değerlerine sırt çeviriyor. Demokrasi, eşitlik, insan hakları, barış gibi kavramları kötülemekle kalmıyor, bunlarda bir tehlikenin gizlendiğini de ileri sürüyorlar.
"Bu davalara bakan birçok mahkemelerin araştırma ihtiyacı duymadığı "hakikatin" bir gün ortaya çıkacağına tüm kalbimle inanıyorum."
Kocaeli Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Veli Deniz'in Barış İçin Akademisyenler'in "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzalaması sebebiyle "Terör örgütü propagandası" iddiasıyla Kocaeli Adliyesi'nde 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaaya ilişkin beyanını yayınlıyoruz.
"Berbat bir Türkçe'yle yazılmış iddianameden, mahkeme salonlarında hakimlerin bize yönelik, bizi daha en baştan suçlu sayan tavırlarına kadar hepsi çöktü. Ama bizim büyük resmi gözden kaybetmememiz gerekiyor. Barış talebimiz devam ediyor ve eskisi kadar güçlü. İşte 11 Ocak 2016'da neredeysek oradayız, geri adım atmadık ama ileri adım atmamız gerekiyor"
