Haberler/News

Prof. Dr. Neşe Yıldıran, Asst. Prof. Dr. Çağla Diner, Prof. Dr. Melih Kırlıdoğ, Research Assistant Canan Özcan, and Asst. Prof. Dr. Gülçin Coşkun have had their first hearings, and Research Assistant Şükran Çavdar has had her second today. (February 27).

Trials against signatories of Academics for Peace's declaration "We will not be party to this crime" charged with "terrorist organization propaganda" resumed today (February 27) in Çağlayan at Istanbul Courthouse 35th Heavy Penal Court.

The statement “We shall not be party to this crime” was an attempt to create public awareness regarding these events and also a plea for the repudiation of the policies of force, in favor of “seeking solutions for a lasting peace.”

Hükümet ve devlet politikaları eleştirmek vatandaş olarak hakkım olduğu gibi; akademisyen olarak görevimdir. Devlet politikalarına dair yorumda bulunmak, eleştirmek veya kınamayı terör örgütü propagandası gibi sunma, bir çarpıtma ve hukuksuzluktur.

İstanbul Üniversitesi eski araştırma görevlisi Ezgi Pınar'ın Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzalaması sebebiyle Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davadaki beyanını yayınlıyoruz. 

32. ACM'de barış imzacısı 10 akademisyenin davalarının ikinci duruşmaları görüldü. İstanbul Üniversitesi'nden araştırma görevlileri Altınay-Cingöz ile Pınar'a ve Prof. Dr. Önder'e 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi, cezaları ertelendi.

Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlanan akademisyenlere yönelik davalar bugün Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi, 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam etti.

Prof. Dr. Ayşe Erzan, Prof. Dr. Özdemir Aktan and Prof. Dr. Nesrin Sungur Çakmak have presented their defenses at their second hearings held at 32nd Heavy Penal Court.

Trials against signatories of Academics for Peace's declaration "We will not be party to this crime" charged with "terrorist organization propaganda" resumed today (February 21) in Çağlayan at Istanbul Courthouse 32nd Heavy Penal Court.

“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi, hem kamuoyunda bir farkındalık yaratmak hem de çok geç olmadan bu yanlıştan dönülmesi, şiddetten vazgeçilmesi ve “kalıcı barış için çözüm yollarının kurulması” için bir çağrı idi.

Barış için Akademisyenler 2018-02-21 Basın Açıklaması, Çağlayan from Can Candan on Vimeo.

Sosyal medya paylaşımları nedeniyle yedi gün önce gözaltına alınan Halkevleri MYK üyesi Kutay Meriç ve ihraç edilen akademisyen Serdar Başçetin tutuklandı.

Erzincan Üniversitesi’nde araştırma görevlisiyken Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen Barış Akademisyeni Serdar Başçetin tutuklandı.

Başçetin, sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek Antalya’da 13 Şubat günü yapılan ev baskınlarında gözaltına alınmıştı.

Günümüz Türkiye’sindeki soruşturma, gözaltına alma, yargılama ve tutuklamaların bolluğuna baktığıma, çoklukla mezarlıkların girişinde yazan “her canlı ölümü tadacaktır” deyişi aklıma geliyor. Buradan da, bu ülkede “demokrasiyi, insan haklarını var sayıp da konuşmaya kalkan her canlı ağır cezada sanıklığı tadacaktır” diyecek hale geldiğimizi düşünmeye başlıyorum.