Haberler/News

"Bu Suça Ortak Olmayacağız" mottosuyla yola çıkarak ortak bir barış bildirisine imza atan, Barış İçin Akademisyenler topluluğu, bildirinin yayınlandığı 11 Ocak 2016 tarihinden itibaren tehdit edildi, hedef gösterildi, ihraç edildi, çeşitli suçlamalara maruz bırakıldı. Barış talebiyle yola çıkan akademisyenlerin dava süreci ise 5 Aralık'ta başlıyor.

Istanbul Chief Prosecutor indicts academics on trumped-up terrorism charges for signing peace declaration. An indictment has been issued for academics from several universities who have signed the peace declaration named “We will not be a party to this crime”. The academics are being charged with “making propaganda for a terrorist organization” and are facing 7,5 years of imprisonment. The indictments are being filed by Istanbul Public Chief Prosecutor’s Office. The exact number of academics who are all charged with the same indictment but on an individual basis.

Barış için Akademisyenler Grubu Hukuk Komisyonundan Avukat Meriç Eyüboğlu: Bir iddianamede karşılaşmamızın absürt olduğu durumla karşı karşıyayız

‪2017-05-05 Barış Akademisyenleri “Nuriye Gülmen ve Semih Özakça Yalnız Değildir!’’ basın açıklaması, Khalkedon Meydanı, Kadıköy from Can Candan on Vimeo.

Gökay Akgün-OHAL süresince hükümet tarafından yayınlanan KHK'ler ile ihraç edilen akademisyenlere yargı yolu kapalı. Mağduriyetleri gidemek için kurulması öngörülen Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na dair henüz adım atılmadı. Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü'nden ihraç edilen Nilgün Toker ve Serdar Tekin, "Adım atılsa dahi fayda sağlamaz.

Bu yazının gayesi, olsa olsa bu ülkenin çorak akademik ikliminde her biri çok kıymetli olan tüm imzacılara da tabiatıyla sirayet etmiş “Türkiye usulü akademik aklı” tartışmaya açmak ve mümkünse buradan daha güçlü bir dayanışma çıkarmaktır.

‘Barış İçin Akademisyenler’ girişiminin güneydoğuda yürütülen operasyonları eleştirdiği ‘Bu suça orta olmayacağız’ başlıklı bildirisine imza attığı için işinden gücünden edilen son akademisyen Boğaziçi Üniversitesi’nden Noemi Levy-Aksu oldu.

Bu ay başında YÖK’ten gelen bir yazıyla sosyoloji bölümünden Prof.Dr. Abbas Vali’yle birlikte tarih bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Levy-Aksu’nun da işine son verildi. Böylece o güne kadar akademisyenlere yönelik ‘ihraç furyası’nın dışında kalmayı başaran Boğaziçi de OHAL’den nasibini almış oldu.

Ankara Barosu, son KHK ile üniversiteden ihraç edilen akademisyen Dr. Cenk Yiğiter’in yaptığı avukatlık stajı başvurusunu geri çevirdi.

Ankara Barosu, son KHK ile üniversiteden ihraç edilen akademisyen Dr. Cenk Yiğiter’in yaptığı avukatlık stajı başvurusunu “hâkim, savcı ve memur olamayanlar, avukat da olamaz” gerekçesiyle olağanüstü hal bitene kadar geçerli olmak üzere, geri çevirdi. Kanunda doğrudan böyle bir hüküm olmadığını ve kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu söyleyen Yiğiter ise baroyu sert sözlerle eleştirdi.

Mersin Üniversitesi, Bu Suça Ortak Olmayacağız Bildirisi’ne imza atan akademisyenlerden Tolga Tören ve Hakan Mertcan’ın da işine son verdi. Yrd. Doç. Dr. Tolga Tören ve Yrd. Doç. Dr. Hakan Mertcan, işten atılmaları sürecini gazetemize değerlendirdi.

26 Mart’ta üniversite ile ilişiği kesilecek olan Yrd. Doç. Dr. Hakan Mertcan, Mersin Üniversitesi Rektörlüğü’nün kendisini işten çıkarma gerekçesi olarak hem bildiriyi, hem de devam etmekte olan farklı bir davayı gerekçe gösterdiğine dikkat çekti.

‘Facebook’ta haber paylaştım diye yargılanıyorum’